Bizim en temel zenginliğimiz, kuvvet kaynağımız, kendi içimizdeki çeşitlilik. Aramızda 1960’lar ve 70’lerin neredeyse tarih öncesinde kalmış fraksiyonlarından gelen bir kısım eski solcu var; bağımsız Kürt aydınları var; Müslüman düşünür, çevreci ve feministler var. Günümüzün aşırı kamplaşmış ve kutuplaşmış Türkiyesi açısından, herhalde biraz nadir bir durum. Zira herkesin kılı kırk yardığı, havadan nem kaptığı, neredeyse mutlak genetik özdeşlik aradığı bir ortamda, bizler sadece iki asgarî müşterekle bir arada bulunabiliyoruz.İlki, gerçek ve içten demokratlık. Demokratik süreç ve prosedürleri kabul etmek, esas almak; orasına burasına çomak sokmaya, aşındırmaya, üzerine soru işaretleri kondurmaya kalkmamak. Siyasette her türlü şiddet yanlılığı, uygulaması, teorisi, savunusu veya mazeretine zerrece prim vermemek. Demokratik süreç ve prosedürlerden kaynaklanan meşruiyeti, kim olursa olsun benimsemek; buna karşılık başka herhangi bir meşruiyet ölçütü veya zeminini külliyen yok saymak.İkincisi, dil ve üslûpla ilgili. Ne zamandır her şey kişisel sataşma, lâf çarpma, aşağılama, hattâ bol sıfatlı küfür ve hakarete dönüştü. Kimse sağlam bilgilere, kanıtlara, verilere bakmıyor. Kötü para iyi parayı kovdu. Dezenformasyon enformasyona galebe çaldı. En tiz ve hırçın âdilikler en çok satar hale geldi.Bu hususlar, bizim yayın ilkelerimiz için tâyin edici önemde. Serbestiyet, herkesin inancına saygı ve kutsallık alanına tecavüz etmeme noktasında dikkatli davranmakla yetinmeyecek, bırakalım küfür ve hakareti, içerikle ilgisi olmayan “şahsiyat” yöntemlerine de mesafeli duracak.Serbestiyet gibi özgür ve rahat tartışma mekânlarının, bu tür “ara yüz”lerin yayılması ve çoğalması, inanıyoruz ki bütün toplum için büyük önem taşıyor. 

                                                                    *****

​Demokrasinin olmazsa olmazı ara zemin ve biz Serbestiyet’i en çok bu zeminin bir parçası olarak tarif etmeyi seviyoruz. Görüş farkları ne kadar derin olursa olsun; karşılıklı hoşgörü, belirli bir olgunluk, ılımlılık, itidal, dinleyebilirlik ve dinlenebilirlik… bize bu ilkeler yön gösteriyor. Aşırı ölçülerde kutuplaşmış bir ülkede ara zeminin inşasını siz de bizim gibi önemsiyorsanız bize destek olun. Teşekkürler.

Geri Bildirim Gönder